Geçmişten Kalma Yazılar -2-
"Beni rüzgarların daima estiği, uluduğu, haykırdığı bir
tepeye gömünüz. Hayatın soğukluklarıyla varlığımda bir damla hararete hasret,
donan en ince hücrelerime, kemiklerime kadar sıcak, yumuşak topraklar nüfuz
etsin. Artık kelime, hazan, tebessüm yalan buzlarıyla üşümeyecek kadar sevgili
arzın göğsünde yok olayım. Ebediyyen sıcak,rahat, yalnız ve uzak, yerin altında
dinleneyim. Fakat kabrin karanlık kucağında ısındığım ve rüzgarların ebediyen
estiği tepecikte , topraklara sarınarak en küçük hücrelerime kadar sıcaklık ve
zulmetle kendimi ihata edeyim. Bu ebediyen esen rüzgarlarsa onların hayatından
bana haberler getirsin. Öleyim, yok olayım fakat insanları işitmekten geri
kalmayayım. Aşklar, merhametler, sızılar, kahkahalar, hıyaretler, her his ve
fikir, her insan ve mesken soğusun , donsun. Ve en nihayet her biri mezarımın
üstüne konsun.
Beni işte öyle bir rüzgarın soğuk sadmelerini ebediyyen
hissederek yalnız, yüksek bir tepeye gömünüz. Fakat bilsem o yerin toprakları
sıcak mıdır?"
Alıntı olması muhtemel. O zamanlar yazdığımda altına nereden alıntıladığımı yazmamışım.
Ouroboros
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder